Bir yabancı memlekette bir garip hüzün. Rakıyı balıkla sevmeyen bir yığın kafa.. Umudu gidişde değil de dönüşde arayan ben ve benim gibiler.. Üstte bir garip vesvese.. Balıkçı Sami usta sarhoş.. Balıklar mundar.. Bu durumda hangi gidiş,hangi dönüş..
Mum Işıklı Yüzler
26 May 2012
Delikanlı Adamlarım
Usulca taktım eldivenleri.
Elimi neresine daldırsam hayatın derken..
Gelişi güzel seçmişim içinden
seni,onu,şunu,bunu...
Sığınma evinden almışım sanki sığınma gücümü
Ne soğuktu yazım ne sıcak kışım.
Sonra bi sigara tüttürdük gölgemle ben
Sanki savaşa hazırlanırcasına dolduruyordum kendimi
Hazırlamışım tüm mayınları,patlatacakları..
Dönüp baktım içimdeki renklere
Atılmamış dumanların arasından gördüm ki,
umru değil dünyanın içindeki renkler,hikayeler
Mısralarda kalıcılık bulan türden
Ne okuyanı var bazen ne yazanı.
Aman diyorsun karıştırmamak lazım
Eyvallah paşam dedin mi,duman da senin ciğer de
Patlasın tüm mayınlar birer birer yüreğinde
Nasıl olsa renkler var,venüsden kalma anılar
Çıplak ayak izli kumsallar,binlerce yüz.
İçte yer bulan kansız adamlarım.
Çok acıklıydı.
Çıkardım usulca tekrar eldivenleri.
Bir daha daldırmam dedim.
Yorgunluktan beni unutunca
tütsünün kokusunu duymayınca
topragı anlayınca,haksızlığı kabul etmeyince
"beni bırak artık" deyince
Kazmayı bıraktım meydanında adamın.
Artık tanecik halinde sezgilerim.
Yakan bir güneşte yok olan insanlığım.
Ben bir kadehe sığdırırken sevgimi.
Nerdedir acaba deli kanlı adamlarım!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder