Mum Işıklı Yüzler

Mum Işıklı Yüzler
Yüzler..Birbirinden farklı yaratılmış yüzler..Rengine aldanıp kendimizi değiştirdiğimiz karakterler..6. his diye bir şeyin olmadığını sonuna kadar savundurtturabilen insanlar.. Aldanmak yaşamı engelleyen önemli bir etken. Karşımızdakine aldanmanın dışında en geri dönülmezi de kendimize olanı..Bir çok yüzü ışık oyunlarından görmüyoruz. Bir çoğu da mum ışığında gördüklerimiz..Hep bir yanları karanlık olan yüzlerden ışık dolu beklentilerimiz var..Kendini içinde taşıdığı karakterin ışığıyla yansıtan birini bulduğunuzda o sizsiniz demektir. Tabi eğer siz de o ışıkla yansıyorsanız..

13 Şub 2013

BİZ

Eskisi gibi gülemiyorum,hayallerim terk-i diyar. Aklım ergenliğimden beter havada,hiç bu kadar kendini bilmez olmamıştı bedenim..
Ellerim eski,gözlerim çalıntı.. Bacaklarım çalışıyor bir tek,birbirine bağlı çalışan bir motor gibi..
Getiriyor,götürüyor işte, döküntü bir anadol emsal anlayın..
Yolun yarısı olan yaştayım..
Bazen bir çok şeyi birden,bazen de hiç bir şeyleri düşünmekten uyuyamıyorum.. Şu an gecenin 1'i ve diyor ki içten bir ses ..."sabaha az kaldı"
Bugun bu kendimden geçmişliğimin,özlem hasretimin 1. ayı..
Kendimce bir yad etme gecesi düzenledim,eski fotolara bakarak.. Elime ilkokula başladığım yani annemin hayatının içine etmeye başlamamın ilk gününün delilleri geçti..
En çok ayakkabılarımı sevmiştim ardından da beslenme çantamı;kimsede yoktu sahip olduklarım..
Bunca yılda yeni anlıyorum sayılmasa da annem gibi veli de yoktu..
Akşam Sanat Kız Lisesini zar zor bitirmiş ama kendi isteksizliğinden değil,yorgan altında gizli gizli çalışırken yakalanmaları yüzünden..
Ablamda da başarılı olamamış hem kendisinin okuma şevkinde hem de evladıyla gurur duyma işleminde.. Devir "kadın kısmı çalışmaz" devri tabi nasıl zor nasıl acımasız..
Ama gelin görün ki; kaşığın altından çorba akmasın diye ekmek dilimini altına tuttu diye bir tencere çorbayı tavandan temizleten bir babanın"kadının gücünü" öğrendiği bir devirdeyiz.. Hayat işte..
Hayran olunmaz mıydı şu kadına,bir bakın;giyinmesine,kibarlığına ve tamamını kendisinden aldığım cesaretine her zaman aşıktım ki hala aşığım.. Bu eteği ve bu kazağı hala dolapta ve ilk günki gibi..
Kulaklarından hep üşürdü,saçlarını özellikle favorili kestirirdi ki kulaklarını kapatsın isterdi; :) hala da aynı kestirir.. (saçları döküldü tabi ama olsun)
Saçlarım belimdeydi,hafif dalgalı ve ince telli;çeşit çeşit örerdi annem,bayılırdık.. Yüzümüzün gülmesinden mutsuz olan kendini bilmezin teki eline makası alıp beni mutusz etmeyi başarana kadar hayat güzeldi be...
Büyüdüm.. Ama o küçük kızın yerini tam da şu ifadedeki kız aldı.. Neler yaşadık,ne sıkıntılar yaşatıldı ve de ben de yaşattım.. Şimdi düşününce yüzlerce kez ölmeyi yeğlerdim diyorum..
Ufak ufak değişti annem,zamanla.. Güvensiz,kararsız,ürkek ama benim varlığımdan güç alan bir kadına dönüştü.. Kızsam da kimsenin kızmasına,bağarsam da kimsenin bağarmasına izin vermedim,çok güvendim/çok güvendi..
Sonra baktık ki annelik evlatlık bitmiş yoldaş olmuşuz,alışmışız,birbirimize karışmışız..
Bıraklasar yaşarım o yatağın yanında mesela,bırkasalar sevdiği şarkıları okur,benden duymayı sevdiği ne varsa söylerim usanmadan defalarca ..
Eğer Yüce Rabbim O'nu bana bağışlarsa yapacağımız herşeyi,her konuşmayı,her şarkıyı hazırladım. Birlikte geçireceğimiz günlerin sabrındayım..