Mum Işıklı Yüzler

Mum Işıklı Yüzler
Yüzler..Birbirinden farklı yaratılmış yüzler..Rengine aldanıp kendimizi değiştirdiğimiz karakterler..6. his diye bir şeyin olmadığını sonuna kadar savundurtturabilen insanlar.. Aldanmak yaşamı engelleyen önemli bir etken. Karşımızdakine aldanmanın dışında en geri dönülmezi de kendimize olanı..Bir çok yüzü ışık oyunlarından görmüyoruz. Bir çoğu da mum ışığında gördüklerimiz..Hep bir yanları karanlık olan yüzlerden ışık dolu beklentilerimiz var..Kendini içinde taşıdığı karakterin ışığıyla yansıtan birini bulduğunuzda o sizsiniz demektir. Tabi eğer siz de o ışıkla yansıyorsanız..

26 Eyl 2012

En Başındayım



Derin bir iç çekişti bendeki beklenen gecede.
Yaşanmışlığı rafa kaldırmaktı niyetim
Geçmişe ufak bir çizik.
Yeniden yansın dedim tüm ışıkları şehrin.
Benim için yansın..
Soğuk gecede bırakmaktı amacım,
tüm soğukluğunu yaşamın.
Eski gözlerde yeni beni yaratmak..
Hiç açılmamış kapıyı bulmak..
Baktım gökyüzüne büyük camdan
Sonra kendi yüzüme yansımasından..
Gülümsedim..
Gördüğüm bir avuç insan
ve şekli bozuk sorularla,
acıyı tamir edercesine çaldı enstrümanlar.
Sevinç yığıldı tüm hayatımdan önüme,
söyledim de kendimce.
Aslında tüm dizelerdeydim ben de.
Kestim kendimden olan ilk yarıyı ama bırakamadım..
Bensiz yok olmayacagını unuttum tüm anıların.
Ne beklenen gecenin,
ne benim için yanan ışıkların,
ne de açılmamış kapıların ardındayım.
Üşüyen ellerimle,soğuk gecede, 
ben yine en başındayım.

16 Eyl 2012

Şehrim



Serseri bir saati günün
Boğaziçi'nin loş mor göründüğü.
Masal şehrin okunmadığı dinlendiği bir saat.
Bir kaç göz açıktır mutlaka 
Yığılmış yorgunluk dolu bir gökyüzü gördüğüm.
Sokaklarında gazete sayfaları uçuşan,
kesseler duyulmayacak çığlıkları saklayan 
semtleri şehrimin.
Sanki,herkes yapması gerekeni yapmış,
kimsenin içine cam kırıkları dolmamış,
dostlar kavramlarını unutmamış,
kimse paranın esiri olmamış,
tok açın halinden anlamış
..gibi gösteren yalancı saatler
ve hep bu saatini yaşasam dediğim ben.
En artı zamanlarım şehrin sessiz zamanları.
Ilık bir geçişle hissettiğim askerlerim.
Umutlu gelecek düşlerim.
Derken:
Hiçbir şeyin yettiği yerdeyim.
Soğuk içimde hapis,
heves içimde körük..
İstanbul sessiz 
Sabahı bekliyorum bir bardak çayı için.,
sesindeki telaş için,
gecesini yaşayıp gündüzüne taşıyorum şehrimi,
bir küçücük umut için.

Ben değilim


İçimde bir gariplik var bir kaç gündür.
Kendimi zararsız bir hırsız gibi görüyorum.
Çünkü sadece kendimden Çalıyorum.
Bulundugum gül bahçesinde büyük dikenlerden
uzak durmayı öğrendim.
Minik batmalar dokunmuyor da değil elbet..
Ama büyüklerinin canımı nasıl yakacağını
bildiğimden,küçükler sadece kaşlarımı 
buruşturuyor..
Sonra oturuyorum çimlerin üstüne;
"bu koca dikenler ben sebep olmadıkça batamaz,
ama bu minikler yok mu!! sebepli sebepsiz hak sahibi
sanıyolar kendilerini. ne acı!" diyorum.
"hadi! onları da uzak tutsana kendinden.
acısız yaşa bu koca bahcede,nefes nefes kokularını çek
içine,yüzünü sür yumuşaklıklarına,gözlerini kapa kendini de
onlardan düşün" diyorum.. yapamıyorum..
Güle aşığım..
Yapamam ki,onu böyle sevmiş içim..
O minik dikenler de bir gün büyüyecekler,
gül bülbüle sevdalı derler ya .. yalan..
Gül toprağa bağlı..
Benden korkusu da bundan..
Ah be güzel çiçek...batmasın dikenlerin..
Seni toprağından ayıracak kişi değilim...

Biçare


Alışılmış,yıkanmış taze sokaklar.
Pazar dönüşü yorgunu gözlerim
Her şeyi alabilmiş ama bitmiş ellerim.
Hızla çarpan bir kalp ile yakası dik bir ben.
Başa dönmek hevesindeyim
Aşkı yaşatarak,tüm zehirleri kusarak,
yere el basarak.
Aşksız biçareyim.
Geceyi gördüm sanki.
Anlamayı hatırladım.
Derin köşelerimdeki örtüler kirlenmişti,
yıkamadım,attım.
Şimdi sırasıyla yanmakta  tüm kibrit çöplerim.
Bitmesiyle biçareyim.
İsimsiz bir çocuk büyüyor yanımda.
Bir duru su oldu zihnim.
Ağır,söylenmeyen sözlerim,
bulunmayan yollarım,
şimdilerde tüm gerçeklerim
Hazırlıksız sapkınlıklarım,
tutmakla bırakmak arasında kalan kalbim.
Durmanla biçareyim.

2 Eyl 2012

Bodrum notu


Yıl 2012..
Ağustos için ayarladığım tatili halatla çektim..
Hayatın ne getireceği belli olmuyor.. Ben beklerken istifamı da verdim..
Üzerimdeki büyük kamburu atmış şirketin kapısından son kez
çıkarken aklımdan ilk geçen "uzun tatil" oldu..
Deniziyle,havasıyla,insanıyla aşık olduğum/yaşamak ve ölmek 
istediğim yere Bodrum'a gitmek.. 
Mümkün olduğunca gelmemek..




Ramazan bayramına denk gelen zaman diliminde yine kalabalıktı her yeri..
Gündüzleri  beachler,halk plajlarında;geceleri clupleri,sokaklarında iğnelik yer yoktu..
Bu denli kalabalığı zaten büyük şehirde yaşayan bizler gündüzlerine katlanıp gecelerini
yok saydık..


Bitez...
Her zaman küçük ve her zaman dingin..
Sokağına basmaktan bile  huzur bulduğum beldesi..
En temiz denize  ve  insanlara sahip kasaba..
Yalı'da yenen balık,içilen rakı,masanın yanından geçenlerin ufak gülümsemeleri,
selamlarıyla o kalabalıktan muaf olabilmek..
Arkadaşlarla süslenen gecelerimizle geçireceğim en uzun tatil...



derken... 4.günde her sene başıma gelen güneş alerjisi ile sarsılan ben..
Sanırım ben aslında altın dolu bir kazana doğmuşum ama tabi üstüm kaygan
kazandan düşmüşüm..
Elime geçen tuttuğum ama nedense kayıp giden fırsatları düşününce...
20 günlük planımın 10.gününde İstanbul'a dinlenmeye döndüm :))))
Tabi Bodrum dendiğinde aklıma aşk düşmez mi..!!
Birlikte geçen 5 sene..
Dost,sevgili,eş,arkadaş,yaren olunmuş;unu elenmiş eleği uzaklara atılmış bir seviye..
Bir kadın olarak  bir erkekten beklediğimiz özelliklere uyumlu/itaatkâr hareketler..
Fakat dediğim gibi "kaygan üst" durumu.. 
Asıl zor olan ne biliyor musunuz...!!!
Sevip kaybetmek,ardından ağlamak değil/O sevgiyle ayrılığa mahkum olmak..
Gözüm daldığında bile kafamdan geçenleri naklen anlatacak kadar beni 
tanıyan adamla geçemeyecek olan bir ömrü yaşamak..
Bodrum'u bana  sevdiren aşk mıydı yada aşkı bana hatırlatan Bodrum'mu bilemiyorum 
ama hala İstanbul'un bir ferdi olmaktan çok rahatsızım..
Yazlık mekanlarının yamyam patronları (elemanlarının hem etinden hem de sütünden faydalanan
asalak sonradan görmeler) hariç özellikle sonbaharının güzelliğinin ..(ki Paris'e benzetirim o zamanlarda..) üzerine yoktur güzel Bodrum'un..
Bilenler bilir..