Değişmişim..
Bir anda hissettim bunu..
Dinlediğim bir şarkı
o bilmez,bilse de kabullenmez tavrımı yerle bir ettiğinde..
"gerek yok" ve "ya allah aşkınıza olmayan birşeyi nasıl yaşadığınızı sanıyorsunuz"
ki dediğim şeyin eksikliğini farkettiğimde..
İçten içe ayna karşısında bile görmekten kaçtığım aşkın varolduğunu
kulağımdan kalbime geçen o acıda bildiğimde..
Uzun uzun çalan hafif duygulu müziklerle herkesin aklından geçmişteki
,belki de o andaki sevdaları geçerken ben de öyle bir duygunun hiç
barınmamış olduğunu kavradığımda..
"aşıktım" kelimesini cümlelerimde kullanmadığımda..
Ve evet tüm bunlar sadece bir kaç dakikada ..
Bu sabah o beni delip geçen melodileri dinlerken düşünmek istedim "birini"..
Tek düşündüğüm eksikliğimdi..
Kıyaslanamaz belki ama bu geride kalan birini düşünmekten daha kaygı vericiydi..Bazen kendimi başka bir biçimde yakalıyorum,çıkarsam kafamı yerinden
bir dönüp kendime baksam diyorum.. "ne yapıyorsun sen"..
Bir dilencinin yanından O'na sahtekârmış gibi bakarak geçerken mesela..
Elele tutuşmuş bir çifte arkalarından söverken mesela..
Elinde çiçek gördüğüm kızın sevgilisinin ne kadar yalaka olduğunu
düşünürken mesela..
Şiir okuyan yada yazanı samimi bulmaz hatta gülerken mesela..
An be an değişen bu hallerimle geçen günlerimde değişmeyen tek şey
ruhumun eksikliği..
Yazarken içimden dökülenler ile yaşarken dilimden düşenler çok başka..
İflah olmaz bir "olmanın" içinde "kaybetmişim birşeylerimi..
"Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol" da işe yaramaz artık..
Ben olmadığım rolü oynamaya olanı da yazmaya alıştım..
Biri eksik.. Ruhumu nerde bıraktıysam bulmamı sağlayacak can yoldaşım eksik..
Aslında bıktım kendi gözlerime bile bakamamaktan,
kendi kendime oynadığım bilmem kaçıncı perde ..
Mutlu neşeli duygusuz bir kadın..
Aslında...
Kolsuz bacaksız kalpsiz bir kadın...
Bir yabancı memlekette bir garip hüzün. Rakıyı balıkla sevmeyen bir yığın kafa.. Umudu gidişde değil de dönüşde arayan ben ve benim gibiler.. Üstte bir garip vesvese.. Balıkçı Sami usta sarhoş.. Balıklar mundar.. Bu durumda hangi gidiş,hangi dönüş..
Biçilmiş roller var aslında oynadığımız... perde sayısını senin belirlediğin... bundan önceki oynadığın perdelerde aradığını bulamayan aslında ona yakın olduğunu ama bir o kadar uzak olduğunu bilen SEN'i oynadın... ararken yorulduğun olmuştur olacaktırda ama olay hep SEN de bitiyor bunun farkındasın... benim burada ön çok takıldığım duygusuz bir kadın ve kalpsiz bir kadın... aslında içten içe bunları inkar ediyorsun ama kabullendirmeye çalışıyorsun kendine... Duygusuz bir kadın yoktur kadın bir annedir nihayetin de ve kesinlikle duygusuz olamaz... yaratan onu duygularının en yoğunu hissedip yaşatacak şekilde yaratmıştır... kalpsiz kadın vardır kabul ama sen kesinlikle kalpsiz değilsin... kesinlikle... bu kadar duyguları olan bir kadın kalpsiz olamaz... hayatta eksik olan şeyler mutlaka vardır olacaktırda... ya onu bulmamız beklenir yada onu beklememiz gerekir... aramaktan yorulduğumuz da bekleme sırası gelmiştir aslında... beklenmelide... ben şuna inanıyorum eğer bir şey olmuyorsa eğer mutlaka bir sebebi vardır... eksikler yapboz gibidir... parçalar önündedir bakarsın bakarsın göremezsin aslında doğru parçaya bakıyorsun ama göremiyorsundur... dikkatini bir an için başka şeye çevirip tekrar geri yoğunlaştığında görürsün... aslında eksiklerde bu şekilde tamamlanır... Eksikler olacak ki tamam olanların tamamlanmaya çalışanların ne kadar değerli olduklarının bir kez daha farkına varabilmemiz için.......
YanıtlaSiliçimdeki esas ben çok dargın.. korkak,ne istediğini bilmeyen,kolayı seçen bir ben yarattım.. çünkü kabul gören bu. kalpsizliğime o kadar güvenıyorum ki inanamazsın.. muhtemelen dediğin gibi doğru parcaya bakıp göremıyecegım..
Sil