Bir yabancı memlekette bir garip hüzün. Rakıyı balıkla sevmeyen bir yığın kafa.. Umudu gidişde değil de dönüşde arayan ben ve benim gibiler.. Üstte bir garip vesvese.. Balıkçı Sami usta sarhoş.. Balıklar mundar.. Bu durumda hangi gidiş,hangi dönüş..
Mum Işıklı Yüzler
2 Eyl 2012
Bodrum notu
Yıl 2012..
Ağustos için ayarladığım tatili halatla çektim..
Hayatın ne getireceği belli olmuyor.. Ben beklerken istifamı da verdim..
Üzerimdeki büyük kamburu atmış şirketin kapısından son kez
çıkarken aklımdan ilk geçen "uzun tatil" oldu..
Deniziyle,havasıyla,insanıyla aşık olduğum/yaşamak ve ölmek
istediğim yere Bodrum'a gitmek..
Mümkün olduğunca gelmemek..
Ramazan bayramına denk gelen zaman diliminde yine kalabalıktı her yeri..
Gündüzleri beachler,halk plajlarında;geceleri clupleri,sokaklarında iğnelik yer yoktu..
Bu denli kalabalığı zaten büyük şehirde yaşayan bizler gündüzlerine katlanıp gecelerini
yok saydık..
Bitez...
Her zaman küçük ve her zaman dingin..
Sokağına basmaktan bile huzur bulduğum beldesi..
En temiz denize ve insanlara sahip kasaba..
Yalı'da yenen balık,içilen rakı,masanın yanından geçenlerin ufak gülümsemeleri,
selamlarıyla o kalabalıktan muaf olabilmek..
Arkadaşlarla süslenen gecelerimizle geçireceğim en uzun tatil...
derken... 4.günde her sene başıma gelen güneş alerjisi ile sarsılan ben..
Sanırım ben aslında altın dolu bir kazana doğmuşum ama tabi üstüm kaygan
kazandan düşmüşüm..
Elime geçen tuttuğum ama nedense kayıp giden fırsatları düşününce...
20 günlük planımın 10.gününde İstanbul'a dinlenmeye döndüm :))))
Tabi Bodrum dendiğinde aklıma aşk düşmez mi..!!
Birlikte geçen 5 sene..
Dost,sevgili,eş,arkadaş,yaren olunmuş;unu elenmiş eleği uzaklara atılmış bir seviye..
Bir kadın olarak bir erkekten beklediğimiz özelliklere uyumlu/itaatkâr hareketler..
Fakat dediğim gibi "kaygan üst" durumu..
Asıl zor olan ne biliyor musunuz...!!!
Sevip kaybetmek,ardından ağlamak değil/O sevgiyle ayrılığa mahkum olmak..
Gözüm daldığında bile kafamdan geçenleri naklen anlatacak kadar beni
tanıyan adamla geçemeyecek olan bir ömrü yaşamak..
Bodrum'u bana sevdiren aşk mıydı yada aşkı bana hatırlatan Bodrum'mu bilemiyorum
ama hala İstanbul'un bir ferdi olmaktan çok rahatsızım..
Yazlık mekanlarının yamyam patronları (elemanlarının hem etinden hem de sütünden faydalanan
asalak sonradan görmeler) hariç özellikle sonbaharının güzelliğinin ..(ki Paris'e benzetirim o zamanlarda..) üzerine yoktur güzel Bodrum'un..
Bilenler bilir..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder