Serseri bir saati günün
Boğaziçi'nin loş mor göründüğü.
Masal şehrin okunmadığı dinlendiği bir saat.
Bir kaç göz açıktır mutlaka
Yığılmış yorgunluk dolu bir gökyüzü gördüğüm.
Sokaklarında gazete sayfaları uçuşan,
kesseler duyulmayacak çığlıkları saklayan
semtleri şehrimin.
Sanki,herkes yapması gerekeni yapmış,
kimsenin içine cam kırıkları dolmamış,
dostlar kavramlarını unutmamış,
kimse paranın esiri olmamış,
tok açın halinden anlamış
..gibi gösteren yalancı saatler
ve hep bu saatini yaşasam dediğim ben.
En artı zamanlarım şehrin sessiz zamanları.
Ilık bir geçişle hissettiğim askerlerim.
Umutlu gelecek düşlerim.
Derken:
Hiçbir şeyin yettiği yerdeyim.
Soğuk içimde hapis,
heves içimde körük..
İstanbul sessiz
Sabahı bekliyorum bir bardak çayı için.,
sesindeki telaş için,
gecesini yaşayıp gündüzüne taşıyorum şehrimi,
bir küçücük umut için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder