Bunu yaşamamız mı gerekliydi gerçekten..
İş/aşk/arkadaşlık/siyaset derken
bu denli bir derse girmeli miydik..
Neden!!!!
Ben geçmişte hiç diyebilecek kadar az şeyler için pişmanlık
duydum ama hiç böylesine hayatımı umursadığım için
pişman olmamıştım..
Olmam gereken yeri görmem için böyle mi olmalıydı..!!
Üzüldüğüm ağladığım anların boşluğunu anlamam için
böylesi bir sancı mı girmeliydi !!!
Annemi benden ayıran bu hücreler acaba gerçekte
O'na ne denli bir aşkla bağlı
olduğumu bilmiyor muydu?
Kim nerde yanlış yaptı bilmiyorum..
Hücreler mi annem mi ben mi zaman mı...
Bu 66 günlük yalnızlık günde 3 kez telefonda konuşsak bile yetmeyen
bir bağla bağlı olan bana fazla ağır geliyor..
Hayatımda duymadıklarımı görmediklerimi yaşamadıklarımı yaşamam
için benim için tasarlanmış hayat-mış bu...
Duyduğum garipsediğim anlayamadığım her şeyi öğrendim...
Artık başka düşünüyor başka umursuyorum seni hayat...
Tamam mı anlaşalım mı artık...!!!!
Şimdi söz veriyim sana yada sen Allahım...
değiştir alınyazımızı...
Şu ana-kıza bir başka yaşama şansı tanı...
Bakalım biz kulların nasıl çıkmış bu sınavdan...
!!!
Ruhum daralıyor... Her geceyi bir hasta yatağına bakarak
bitirmenin sıkışmışlığındayım..
Yazsam da konuşsam da ağlasam da dövünsem de ifade edemiyorum..
Hatta ettiğim duaların bile bir yerinde yanlış yapıyormuş gibi..
Herşey yanlış,herkesin sözü tuhaf, kıyamet yaklaşıyor gibi..
Bir sonu görüyorum ama devamını göremiyorum...
Kimden çıkarsam hırsımı bulamıyorum..
Yalnızlığımı canımdan bir parçayla bunca yıl paylaşmışken,
bunca günü sırtlandığıma ben bile inanamıyorum..
Karşımdaki boş yatak beni çok korkutuyor zaman...!!!
Zaman birşeyler yap birşeyler....
Bir yabancı memlekette bir garip hüzün. Rakıyı balıkla sevmeyen bir yığın kafa.. Umudu gidişde değil de dönüşde arayan ben ve benim gibiler.. Üstte bir garip vesvese.. Balıkçı Sami usta sarhoş.. Balıklar mundar.. Bu durumda hangi gidiş,hangi dönüş..