Mum Işıklı Yüzler

Mum Işıklı Yüzler
Yüzler..Birbirinden farklı yaratılmış yüzler..Rengine aldanıp kendimizi değiştirdiğimiz karakterler..6. his diye bir şeyin olmadığını sonuna kadar savundurtturabilen insanlar.. Aldanmak yaşamı engelleyen önemli bir etken. Karşımızdakine aldanmanın dışında en geri dönülmezi de kendimize olanı..Bir çok yüzü ışık oyunlarından görmüyoruz. Bir çoğu da mum ışığında gördüklerimiz..Hep bir yanları karanlık olan yüzlerden ışık dolu beklentilerimiz var..Kendini içinde taşıdığı karakterin ışığıyla yansıtan birini bulduğunuzda o sizsiniz demektir. Tabi eğer siz de o ışıkla yansıyorsanız..

16 Ağu 2012

İlk Gün


İlk günkü gibi olmaz hiçbirşey..
İlk günkü gibi olmaz hiçbir sevilme..
Bozguna mahkum olur  o "birşeyler"..
İlk heyecanın yerini mutlaka "birşeyler" doldurur..
İşte de böyle bu,aşkta da...
Yalnızlıklarımız kıyamet gibi. Ve bu kıyametin içinde bazen bir el 
yakalayıveriyoruz ya;o el ilk tuttuğu gibi tutmuyor oluyor giderek..
Eş,sevgili,arkadaş.. birinden biri mutlaka karşınıza çıkıp
"ilk günkü gibi değil-iz/birşeyler" diyecek,kaçınılmaz son..
O zaman düşünmeye başlıycaksınız "neydi değişen" diye.!!
Bulduğunuz cevap;eğer değişen sizseniz daha da acıtacak canı..
Çünkü hem bu değişimle karşı tarafa göründüğünüz durumun vahameti 
hem de bunu kelimelerle ifade edemiyor/edemiycek oluşunuzdan dolayı
oluşan/oluşacak ikincil bir vahamet/telaş/vicdan/endişe..
Anlatamadığınız o değişimin dışardan görünüşünden duyduğunuz  rahatsızlık..
Olmadığınız bir insana dönüştüren üçüncül durum..
Immmm.
Ben bile burda doğru ifade edebiliyor muyum bilmiyorum..
Bazen birilerinin değiştiğini düşünüp üzülürken fark ediyoruz ki bizmişiz değişen..
Her gün evden çıkarken sınava hazırlanmış öğrenci gibiyiz ama öyle sorular 
çıkıyor ki,cezanız eve dönmemeniz bile olabilir..
Hiçbirşeye hazırlıklı olmadığımız gerçeğine kendi değişimimize bile hazırlıklı
olmamamız da eklenince hayattan "ummak" bile mesele..
İstemediğimiz "birşeyi" yapmamız yada yapmamamız inanın hiçbirşeyi
değiştirmiyor. Level atlatıyor sadece,gün geliyor yapmışsak "keşke" dedirtiyor,
yapmamışsak yapıyoruz.. 
Zamanında şevkle,istemediğiniz halde yaptıklarınız
bir süre sonra kararlılıkla  yapmak istemediklerinize dönüşünce
kaybedeceksiniz demektir. Ne tuhaf ki bu insani iyi hissettirmez..
İlk güne dönüşler,muhakemeler başlar ve verilen ödünlerden oluşan
kaybolan zamana üzülürsünüz..
Becerebilirsek ilk günün heyecanıyla neyi isteyip neyi istemediğimizi
kendimize kazandırmalı ve uygulamalıyız..
Geç olunca işte benim gibi sadece yazarsınız..

13 Ağu 2012

Kalsın


Sandım ki kapının ardındaki askıda asılıydı ceketim
Belki de unuttuğum yerde
belki de beklediğim ev değildi,ev bendim
Tüm heyecanları yaşadığım 
yeşil yapraklı bir nilüferdim belki
Yaktım yine fii zamandan kalma sigaramdan
Hayata mecbur olmaktan sıkkın
Dumanıyla kaybolmak istercesine
Bilinmemiş izmaritler.
Giydim gördükten sonra ceketimi
Yeni bir izmarit daha attım elimden
Fonda Eric Clapton ..layla..
Dudağımda hafif gülümseme
Ellerimde bir tempo
Kapının ardını düşünmeyen 
Boş zihnimle özdeş,boş şişeler.
Sandım ki istiyor tüm hücrelerim
Baktım ki mavi değil denizin suyu
Ceket havası değildi..
"bırak" dedim
Kalsın herşey olduğu yerde
Sen olduğun gibi kal bende
Her yer yaşanası sıcak
Her şey hayata mecbur
Dumanı elime sinmişse de
Kalsın izmaritler yerlerde

Gidiş


Her gitmek isteyişin ardındaki kalış
Bir dönüş edinmek için gitmek
Sevmekle başlayan aşka dönüşen
Bir eksik bulma çabası içinde geçirilen hayatlar
Zekasız akıl oyunları.
Tüm bunların insanda bıraktığı etkiyle nefes alabiliyor olabilmek.
Her sabah ne için gözlerini açtığını düşünmek.

Dünyadaki tüm gitmeler aslında bir nevi hesaplaşmadır hayatla.
Bir çok şeyi sorgularsın ve cevapsız yine bir çok şey bulursun.
Sorularla cevaplar çakışmadıkça hep eksiktir hayatın.
Sonra eksik yaşadığın için kendinle hesaplaşırsın 
Ve gitmek,kaybolmak isteği işte tam o anda başlar.

Ama başa döner insan..
Bunu geç farkedersin..
Acılar yer değiştirir,mekanlar soğuklaşır,
bedenin ellerin gibi soğur.
Tatsız bir hayatın içindeyken de acı çekmeyi
çektireni özlersin.
Bencildir aşk.. 
Hayatı da sevdirmez,kendini unutturur. 
Biz gidişleri ardında bırakmak gibi algılarız. 
Halbuki bavulumuzda gelir. 
Unutamadıktan sonra gidişlerin anlamı olmaz.
Her göz yaşı acıyı tazeler.
Aynı havada soluk almamaktır tek aşina tarafı.
Kişileri beklemek bencilliktir, aşk bekletir.
Ummak hayattaki en zor bekleyiştir.
Ve sürekli bir gitme isteği.

Hayatın her anı riskse, 
o halde aşkı tek başına yaşama riskini de 
göze alıyoruz demektir..
Ben aldım.
Her zaman almıştım.
Acıyı da sevinci de kendi içimde yaşatabiliyorum..
Bu yüzden her hakkı bende saklı diyorum.