Mum Işıklı Yüzler

Mum Işıklı Yüzler
Yüzler..Birbirinden farklı yaratılmış yüzler..Rengine aldanıp kendimizi değiştirdiğimiz karakterler..6. his diye bir şeyin olmadığını sonuna kadar savundurtturabilen insanlar.. Aldanmak yaşamı engelleyen önemli bir etken. Karşımızdakine aldanmanın dışında en geri dönülmezi de kendimize olanı..Bir çok yüzü ışık oyunlarından görmüyoruz. Bir çoğu da mum ışığında gördüklerimiz..Hep bir yanları karanlık olan yüzlerden ışık dolu beklentilerimiz var..Kendini içinde taşıdığı karakterin ışığıyla yansıtan birini bulduğunuzda o sizsiniz demektir. Tabi eğer siz de o ışıkla yansıyorsanız..

29 Şub 2012

Bilesiniz


Bir tek kendine hükmü geçmezmiş insanın,çevresinden ziyade.
Keşke hesabını tutabilseydik gülücüklerimizin
Eksikliği bulabilseydik,tamamlamasını da bilseydik
Sevmeyi kural edindik ya 
Yanlışı da sevmeyi öğrendik,
Yalanlarla örülü duvarlarla,yalnızlığı seçtik içten içe
Yaşamın kıyısındayız.
Hiç içinde olamadığımız
Suçlu gibi,başımız önde..
Bazen,parası verilmiş bir fahişe
Bazen,dayak yemiş bir çocuk
Bazen,ödül almış bir yazar
Bazen de,bir gelin gibiyiz
Bunları hissettiren ise
Sizsiniz.


Siz !!
Mevsimleri değiştiren,başımızı döndüren
kalbimizi her seferinde martılara bıraktıran
Düşlerle yaşatan,yakan,ağlatan
Gülü bile dikeniyle bekleten
Hiç bir yaşamda bizi anlayamıyacak olan
Siz
Oyun bozucular
Hiç bir aynada,hiç bir gözde büyük değilsiniz.
Bilesiniz.

28 Şub 2012

İstanbul


Seviyorum İstanbul'u.
Seyrettirir kendini.
Bu kadar aşıktır kendine.
Gece olduğunda örtülür üstü
Hepimiz altında kalırız.
Kaçmak isteyebilirsin elinden.
Gece diğer yüzü bakar sana tependen.
Rahatsız olabilirsin
Dayanıksızsan da inan dayanırsın.
Vazodaki bir çiçeği koklamak gibidir İstanbul'u sevmek.
Ne kadar uğraşsan da dalındaki kokuyu alamazsın.
Ne kadar uğraşsan da İstanbul'u anlayamazsın.
Bir büyük sini üstünde açılmaya çalışılan hayatlar
Ve sırtını ezen İstanbul..

Anlamıyorum


Ben sizi anlamıyorum beyler..
Şimdi "biz de sizi" dediğinizi duyar gibiyim..
Haklısınız da..!!


Öyle farklı insanlarız ki bir fikri bile paylaşamıyoruz bazen.
Keşke o kitaptaki gibi "erkekler Mars'tan kadınlar Venüs'den" olsaydık.
En azından "ayrı dünyaların insanları" olduğumuz tescilli olurdu..
Bizim de anlaşılması zor karakterlilerimiz var.
Hatta bazen sizin için üzülüyorum da..
Ama şimdi bencil olucam.
Sizi anlamıyorum..


Her açıdan adam tanıdım..
Zengin,fakir,cahil,zeki,delikanlı,kaypak,yalancı,dürüst,yakışıklı,çirkin
Bunca özellikli adamın tek ortak noktası vardı;
"Sevememek"


Her güvenmek isteyişte,umutlanışta yok olan hücrelerimiz..
"Farklı" kelimesini kullanmadığımız dillerimiz..
Başımızı dik tutmaya çalıştığımız gururumuz..
Fakat her ilk bakışta her şeye rağmen uzanan ellerimiz var bizim.


Kaçımız heba olduk,kaçımız yaşıyor bilemem ama..
Beyler!!
Ben sizi anlamıyorum..

Acaba


Sevmek mi zor sevilmeye alışmak mı
Durmak mı zor yürümeye alışmak mı
Sevdaya mı güvenmeli yoksa akıla mı
O'ndan gitmek mi esas yoksa O'nsuz gitmek mi
Arada kalan aşk mı,düşler mi


Tüm kırıkları yapıştırsam
Tüm yağmurlarda ıslansam
Kuşun kanadına ruhumu koyup
Sevmeyi baştan öğrensem..
Taşır mı beni hücrelerim!
Anlar mı sevdiklerim yada sever bildiklerim..
Sıksam suyunu geçmişimin
Acaba güler mi yine gözlerim!